Medine’de hicrî 5. yılda indirilmiş
olması muhtemel olan, 11 ayetten oluşan, adını 1. ayette geçen ve “münafıklar” anlamına gelen الْمُنَافِقُون el-münâfikûne kelimesinden alan Münâfikûn suresi,
inişe göre 103, resmî sıralamada ise 63. suredir. 
Münâfikûn suresi, resmî sıralamada öncesinde bulunan
Cum‘a suresiyle yakın konu irtibatına sahiptir. Buna göre her iki surede de
“Allah’ı zikirden söz edilmesi” (Cum‘a 9; Münâfikûn 9), mala düşkün olmamak iki
surenin ortak konusu olarak görülmelidir.
Münâfikûn suresi ilk üç ayetinde münafıkların “Şahitlik ederiz
muhakkak ki sen Allah’ın Elçisi’sin” diyerek Hz. Peygamber’in risaletini onaylama iddialarında yalan
konuştukları, yeminlerini kulluklarının önüne kalkan edindikleri, bu anlamda
çok kötü işler yaptıkları, böyle davranmalarının sebebinin önce iman edip sonra
inkâra düşmeleri, ardından kalplerinin mühürlenmesi olduğu beyan edilmektedir.
4. ayetten itibaren, münafıkların duruşlarıyla ve
sözleriyle insanları etkiledikleri, konuşurlarsa sözlerinin dinleneceği, ancak sanki giydirilmiş kütükler gibi
oldukları, her gürültüyü kendi aleyhlerine sandıkları, Yüce Allah’ın düşmanı oldukları
bilgisine yer verilmekte, kendileri için bağışlanma dileğinde bulunulup
bulunulmamasının onlarda herhangi bir değişikliğe sebep olamayacağı, “Allah’ın Elçisi’nin
yanında bulunanlara hiçbir infakta bulunmayın ki dağılıp gitsinler” şeklinde etraflarında bulunanları infaktan
vazgeçirmeye çalıştıkları, “Andolsun ki eğer Medine’ye (şehre) dönersek, üstün
olan(lar), zayıf olan(lar)ı oradan mutlaka çıkaracaktır” sözleriyle meydan okudukları,
Müslümanlara
tehditler savurdukları ifade edilmektedir. 
9. ayetten itibaren, müminlere hitap edilmekte,
servetlerinin ve çocuklarının kendilerini Yüce Allah’ı anmaktan alıkoymaması
gerektiğine dikkat çekilmekte, aksi davranışların ziyan sebebi olduğu
bildirilmekte, ölüm gelmeden önce infak edilmesi gerektiği, çünkü son
pişmanlıkların kendilerine fayda vermeyeceği, ölüm vakti gelenlerden ecelin
tehir edilmeyeceği beyan edilmektedir.